-
1 daha çabuk
sooner (adv.) -
2 daha çabuk
zûtir -
3 daha çabuk gitmek
v. outpace -
4 beklenenden daha çabuk
sooner than expected -
5 çabuk
1.1) бы́стро, ско́ро; жи́во; прово́рноçabuk çabuk — а) бы́стро-бы́стро; б) спе́шно, поспе́шно, на́скоро, на ско́рую ру́ку
çabuk çabuk solumak — учащённо дыша́ть
çabuk davran! — жи́во!
çabuk geçmek — бы́стро бежа́ть, мча́ться (о времени и т. п.)
çabuk ilerleyen — скороте́чный (о болезни)
çabuk (ol)! — бы́стро!, жи́во, живее!, скоре́й! (работай и т. п.)
çok çabuk — стремгла́в, о́чень бы́стро, стреми́тельно
daha çabuk — скоре́й, скоре́е; быстре́е
mümkün olduğu kadar çabuk или mümkün olabildiği kadar çabuk — как мо́жно скоре́е
2) бе́глоçocuk çabuk okuyor — ма́льчик бе́гло чита́ет
2.1) бы́стрый, ско́рый; прово́рный2) бе́глый (о чтении) -
6 daha
1.1) ещё, пока́ ещё, до сих пор; всё ещёdaha bir saat olmadı — [пока́] ещё не прошло́ и ча́са
2) ещё, бо́лее (в добавление)daha az — ме́ньше
daha az kıymette — ме́нее це́нное
daha az konuşur oldu — он стал ещё молчали́вее
daha çabuk — ещё быстре́е
daha çok — [ещё] бо́льше
daha doğrusu — точне́е, верне́е
daha erken — а) ещё ра́но; б) ра́ньше
daha fazla — ещё бо́льше
daha görüşürüz — ещё уви́димся
daha iyi — а) ещё лу́чше; б) лу́чший; бо́лее хоро́ший
daha iyi kalite — лу́чшего ка́чества, лу́чшее ка́чество
daha kolay — [ещё] ле́гче
daha küçüğü yok mu? — а поме́ньше нет?
daha sonra — по́зже, в дальне́йшем
daha yavaş — [ещё] ме́дленнее
daha zor — [ещё] трудне́е
oraya bir daha git — сходи́ туда́ ещё раз
birdaha yapma — бо́льше не де́лай так
bir saat daha beklemeli — ну́жно подожда́ть ещё час
biraz dahaverin — да́йте ещё немно́го
bu ondan daha büyük — а) э́тот [ещё] бо́льше того́; б) э́тот ста́рше того́
ne kadar daha — ско́лько ещё
2.мат. плюс◊
daha daha? — ну-ну?, что ещё?◊
dahaiyi ya! — тем лу́чше!◊
dahaneler — ещё что!; ну что ещё!; невозмо́жно!; не мо́жет быть! -
7 daha
1) ещё, всё ещё, пока́ ещёdaha bir saat olmadı — ещё не прошло́ и ча́са
daha gelmedi — он пока́ ещё не пришёл
2) ещё, бо́лее ( в добавление)oraya bir daha git — а) сходи́ туда́ ещё раз; б) бо́льше, впредь
bir daha yapma — бо́льше так не де́лай
daha görüşürüz — ещё уви́димся
ne kadar daha? — ско́лько ещё?
3) ещё, ещё бо́лее ( в большей степени)daha az — ме́ньше
daha az konuşur oldu — он стал ещё молчали́вее
daha çabuk — ещё быстре́е, побыстре́е
daha fazla — ещё бо́льше
daha kısa — бо́лее коро́ткий, коро́че
daha küçüğü yok mu? — а поме́ньше нет?
daha yavaş — поме́дленнее
-
8 çabuk
1. عجول [عَجُول]Anlamı: normalden daha kısa zamanda, tez2. متسارع [مُتَسَارِع]Anlamı: normalden daha kısa zamanda, tez3. متسرع [مُتَسَرِّع]Anlamı: normalden daha kısa zamanda, tez4. متعجل [مُتَعَجِّل]Anlamı: normalden daha kısa zamanda, tez5. مستعجل [مُسْتَعْجِل]Anlamı: normalden daha kısa zamanda, tez6. مسرع [مُسْرِع]Anlamı: normalden daha kısa zamanda, tez -
9 sapılmak
-eповора́чивать(ся), свора́чиватьoradan sola sapılırsa daha çabuk gidilir — е́сли сверну́ть вле́во, то мо́жно е́хать ещё быстре́е
-
10 hava değişimi
استجمام [اِسْتِجْمام]Anlamı: hastanın daha çabuk iyileşmesi için çevre değişikliği, tebdilihava
См. также в других словарях:
çabuk — sf., ğu, Far. çābuk 1) Aceleci Çabuk ve kolay bir konuşma tarzı vardı. R. N. Güntekin 2) zf. Alışılandan veya gösterilenden daha kısa bir zamanda, tez, yavaş karşıtı Yazıma çabuk cevap geldi. A. Gündüz 3) ünl. Acele et, oyalanma anlamlarında bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayağına çabuk — sf. Bir yere alışılandan daha kısa sürede gidip gelen … Çağatay Osmanlı Sözlük
ESRA' — Daha çabuk. Pek çabuk. Çok sür atli. Çok seri. * (C.: Esâri) Asma filizi. * Başı kırmızı, gövdesi beyaz olup, kum içinde bulunan bir böcek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEVAHHİ — Daha çabuk, acele, sür atli … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
güneş yağı — is. Güneşlenme sırasında cildin daha çabuk koyulaşması için kullanılan bir tür yağlı sıvı … Çağatay Osmanlı Sözlük
hava değişimi — is. 1) Hastaların daha çabuk iyileşmesi, yorgunlukların giderilmesi vb. amaçlarla yapılan çevre değişikliği, tebdilihava 2) gök b. Havanın kapanması, açması, ısınması, soğuması vb. değişimlerin genel adı … Çağatay Osmanlı Sözlük
acele ile menzil alınmaz — ivmekle daha çabuk sonuç alınır sanılmamalıdır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
ZUDTER — f. Daha çabuk … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
adımlarını sıklaştırmak — daha küçük ve çabuk adımlar atarak hızlı yürümek, ivmek, acele etmek Ferit daha hızlı yürüdü, onlar da adımlarını sıklaştırarak aradaki mesafeyi muhafazaya çalışıyorlardı. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
A'CEL — Daha acele, en çabuk. * Acele eden kişi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
boş — sf. 1) İçinde, üstünde hiç kimse veya hiçbir şey bulunmayan, dolu karşıtı Yaralı kaymakamla iki emir eri de boş kalan kompartımana rahatça yerleştiler. A. Gündüz 2) Görevlisi olmayan (iş, görev), münhal Boş kadro. 3) Yapılacak işi olmayan, işsiz… … Çağatay Osmanlı Sözlük